Perşembe, Kasım 30, 2006

bir aşk öyküsü

tuğçe emreye aşık,
emre okulun sevimli popüler çocuğu; biraz haylaz, biraz duygusal. tuğçeye ailesinden bahsediyor kimseyle konuşmadığı gibi, anne babası boşanmış emre'nin uzakta bir yerde babası. tuğçe'lerin evde bazı problemler var boşanmayı düşünüyor anne ile baba tuğçe'yi emre teselli ediyor .

odama ilk geldiğinde, nasıl buldu o cesareti merak ediyorum şimdi, sevimli yüzü kızarmıştı biraz. "ben. bişiden bahsedicem. ben. size." diye başladı, "dinliyorum" dedim. "ben. şeyy.. bizim sınıfta bi çocuk var. şey ben emre işte hocam." başka bişey demesi gerekmedi. gülümsedik karşılıklı. onunki biraz utangaç benimki görmüş geçirmiş.
"söylemelimiyim sizce" ... " yani söyleyip kurtulmak istiyorum bazen."
"başka türlü bakıyo bana, bazen yani hissediyorum biraz sanki o da ..."
"bazen çok kötü hissediyorum, gelip soruyo neyin var diye. diyemiyorum ki senin yüzünden. nası diyeyim kii..."

tuğçe, kırmızı yanaklı pembe dudaklı bi kız. hafif balık etli, çok güzel saçları var sonra sesinde onu çok sevimli yapan küçük bi aksan var. çok içten, öyle kendini saklayamayan gözleri var. okulun en haylazları bile tuğçe'yi çok seviyo. tuğçe iyi kız, elinden geldiği sürece herkese yardım eder. en büyük istediği öğrenci değişim programıyla yurt dışına çıkmak, yazmayı seviyor ingilizceyi seviyor, güzel müzikler dinliyor. çok özel küçük bi kız tuğçe.
emre'nin bir tuhaf davranışları var " bi tuhaf davranıyo sanki hocam",
bazen gözlerinin içine içine bakması bazen bakamaması, " yani ne biliyim, kafasını eğiyo önüne" hepsinin bi anlamı var onda.

bi gün statda bir gösteri için bulunduklarında yağmurun altında omuzlarından tutup gözlerinin içine bakmış emre, neyin var demiş bir kaç sn öyle durmuşlar. "çok çok güzel bi andı hocam"

"tuğçecim emre'nin seni farkedebilecek olgunlukta olduğunu pek sanmıyorum, ama farketseydi kendi için çok iyi bişe yapmış olurdu biliyomusun."
öyle küçük ki suratı, yanakları kirazlaştı iyice, gözleri sulandı.
"bazen öyle üzülüyorum ki olmayacak olması o kadar kötü kii."

bir kaç haftadır görüşüyoruz tuğçeyle şimdilerde çok mutlu, daha çok vakit geçiriyorlar emreyle, sinema klübündeler beraber bi yazı yazıcaklar dergiye, ingilizce çalıştırıyo ona, dışarda vakit geçirecekler belki...

"şey olmaz dimi hocam, yani insan arkadaşıyla sinemaya gider dimi, yani dergiye yazı yazıcaz sonuçta"