Pazartesi, Kasım 26, 2007

günerik üç

yağmur yağacak gibi, iyice griye çaldı hava herşeyde bi grilik var ağaçların yeşilinde, kahverengisinde, beyazda bulabildiği heryere konmuş gri gri...

kimse acıtabileceği birini acıtmamayı seçmiyor
anca bir başkasının öyküsünde tarihe geçiyoruz, bir başkasının tarihiyle tarihlenip birazda tahrip edilip ...
en can yakıcı sözcüğü bulup da söyleyene verilen bir madalya var bi yerlerde biliyorum ...

Cumartesi, Kasım 24, 2007

günerik ki

ümit besen ve cengiz kurtoğlu türkiyenin marvin gaye'i, otis redding'i, barry white ve hatta al green'idir. haliyle kibariye de türkiyenin tina turner'ıdır.

Perşembe, Kasım 01, 2007

günerik

şu kediler köpekler filan varya onların ne güzel bütün uzuvları yerle temas halinde böyle olunca elimi nereye koyayım gibi bir dertleri olmuyor, yani diyorum ki şu iki ayak üzerinde yürüme olayını iyice bi düşünseydik de omurgayı öyle dikleştirseydik.

bir de şöyle bişi var insanlar telefonda konuşurken bazı kelimelere garip bir vurgu katma eğilimindeler misal yüzyüze olsanız canım diyecek ve yanağından bi habbe alacakken, telefonda o canım canıııımmmmmmmmhh filan gibi bişiye dönüşüyo, eylem eksikliğini sözcüklerde yarattığımız deformasyonla mı kapatmaya çalışıyoruz ey insanoğlu?

söz eylemden eylemde sözden eksik kalmamalı, yoksa hem zihnimiz hem bedenimiz bozuluyo... yani ben kendisinden şahsen duymadım 'bozuluyorum abi şöyle böyle' diye ama hissediyorum bi bozuk aramız sanki.