Perşembe, Mayıs 15, 2008

hayat zor değilse zorlaştır!

bazı insanların hayatı zordur bazıları ise hayatı zorlaştırılar.

dün gece yastık ile battaniye arasındaki zihnim uyumaya meylederken şu cümleler geçti kafamdan 'içimdeki bulantı artık kendisinden başka bir şeye neden olmuyor'.

9-10 yaşlarında beni süper kahraman yapacağına inanıyordum, ergenlik döneminde diğerlerinden farklı, 20'li yaşların ortalarında mühim bi yaratıya hizmet edeceğine ... artık bu kibirden kurtulup bunun ömrümün sonuna kadar kendisinden başka bişi üretmeyen bir bulantı olduğunu kabul etmem gerekiyor sanırım. öyle gurur duyulacak bir tarafı da yok, pek çok dilde yazılmış bloglara şöle bir göz attığımızda, olmadı günlükleri şöle bi karıştırdığımızda varolmanın ağırlığı die tariflemenin de mümkün olduğu ( sartre zaten yapmıştı bunu) bu bulantının herkeste benzer bir yanılsamaya yol açtığı görülebilir.

önceleri bu bulantının ya da sebep olduğu yanılsamanın kendi kaynaklarımı verimli kullanamamış olmakla ilgili olduğunu düşünürdüm, bu yüzden çeşitli konularda pek de sebat göstermeyen girişimlerle, kendini gerçekleştirmek dedikleri sihirli ifadenin vücut bulması için tutkudan uzak geçiçi heyecanlarla üç noktayla son bulan girişimler, üstümdeki naletin kalması için uğraştım. konunun eylemden uzak zihinle ilgili olduğunu düşünüp gerçek olanın eylem olduğuna karar verdim. aslında antik dönemden bu yana felsefenin geçirdiği yolculuğu bir de ben kendi zihnimde sırasıyla geçirdim, fakat pragmatizmin de öyle pek pragmatik olmadığını farketmek güç olmadı, mistizme de yeterince sempatiyle baktıktan sora, rasyonellik vs vs derken en sonunda vardığım nokta benden adam olmaz noktası dışında ahım sahım bi sonuç doğurmadı.