Pazar, Mayıs 20, 2007

bazı şeyleri ikinci kez yapmayı sevmiyorum, okuduğum bir kitabı tekrar okumayı, izlediğim bir filmi tekrar izlemeyi, aldığım bir dersi tekrar almayı, anlattığım bir şeyi tekrar anlatmayı, sorduğum soruyu tekrar sormayı ... sanki zaman kaybediyormuşum bu tekrarı yaparken yapılabilecek yeni bir şeyi yapmıyormuşum gibi. belki de vejetaryen kasabın öyküsünden farksız bi şekilde ...
bazı şeyleri tekrar tekrar yapmaksa sanki onları daha güzel hale getiriyor, sevişmek, daha önce başkalarıyla gittiğim bir yere yeniden gitmek, bir şarkıyı dinlemek, gülmek ...

filmler tekrarını yapmaktan hoşlandığım şeyler arasında sayılmaz pek ama tekrar izledim.

"- You know what I do when I feel completely unoriginal?
- What?
- I make a noise or I do something that no one has ever done before. And then I can feel unique again even if it's only for like a second. "

Salı, Mayıs 15, 2007

dünyanın en güzel şarkısı

dünyanın en güzel şarkısı, baharda dinlemenin ayrı bir keyfi var. hiç bir şey olmayıp insanın sadece kendi olmasından duyduğu şey, ney işte bişey süper ama ... bu şarkı bana hep uzun süren işsizlik döneminde hala daha neşesini, hayata bağlılığını ve hayallerini kaybetmeyen sevgili arkadaşım S.'yi hatırlatır. bir istanbul akşamı yada sabahı henüz kahvaltımızı yapmışken, evet evet öyle... nina çalıyordu kanepenin bir köşesinde ben diğerinde S. "çok güzel bu ya..." "hımm evet."
o zaman tam ne kadar güzel olduğunu anlamamıştım yani bu kadar güzel olabileceğini. kulağımda hiç bir boka sahip değilim diye yırtınırken nina omuzlarımın dikleşeceğini, gözlerimin içinde bir gülümseyle başımı yukarı kaldırıp akıp giden kalabalığa baktıracağını, got my boobs dediğinde çok şükür dedirtip keyiflendireceğini, i've got my freedom derken adımlarımın güçleneceğini i got the life derken tarif edilmez bir duyguya kapılabileceğimi henüz farketmemiştim.



ain't got no home,
ain't got no shoes
ain't got no money,
ain't got no class ain't got no skirts,
ain't got no sweater ain't got no perfume,
ain't got no beer ain't got no manain't got no mother,
ain't got no culture ain't got no friends,
ain't got no schooling ain't got no love,
ain't got no name ain't got no ticket,
ain't got no token ain't got no godwhat about god?
why am i alive anyway?
yeah, what about god?
nobody can take away
i got my hair, i got my head
i got my brains, i got my ears
i got my eyes, i got my nose
i got my mouth, i got my smile
i got my tongue, i got my chin
i got my neck, i got my boobs
i got my heart, i got my soul
i got my back, i got my sex
i got my arms, i got my hands
i got my fingers, got my legs
i got my feet, i got my toes
i got my liver, got my blood
i've got life , i've got my freedom
i've got the life and i'm gonna keep it
i've got the life and nobody's gonna take it away
i've got the life



21.04.2003 tarihinde yeterince yaşamış olarak hayata veda etti nina simone.

http://www.youtube.com/watch?v=GUcXI2BIUOQ

Pazar, Mayıs 13, 2007

"onemli olmayana onem vermekten vazgecilseydi, varolmak tumuyle imkansiz bir girisim olurdu." cioran
bugün hayli eğlendirdi bu laf beni hatta yarıldım desem yeridir.

Cumartesi, Mayıs 12, 2007

bir parça basma pazen

bazen sanki gerçek değilmişcesine iyi hissedersiniz.

bazen clarkent süpermen olmuştur.

bazen seni seviyorum kelimesi bütün evrende aynı anlamdadır kara delikte bile...

bazen evrende başka bir güç olduğunu tüm iliklerinize kadar hissdersiniz.

bazen yanlışsız bir hayatın beraklığındadır zihnin.

bazen kaygı antartikada +31 dereceyi görmek gibi olanaksızdır.

bazen yaşadığınız kent dünyanın en güzel şehridir.

bazen dünyanın en güzel şarkısı şu anda çalıyor olandır.

bazen ılık, soğuk herneyse işte o rüzgar sinbadın yelkenini dolduran rüzgarın aynısıdır.

bazen tüm hayaller herşey olacağına varır durağındadır.

  • konuyla ilgili olarak: "hayatlarını clarkent olarak sürdüren süpermenler gibiyiz" metüst