Richard II**
..........
Bushy: Elemin
her cevherinin yirmi gölgesi vardır elemin kendisi değildir hiçbiri, ama
öyle sanılır. Kör eden gözyaşlarıyla buğulanınca hüznün gözü bir sürü
nesneye böler bütün olanı, düzgün bakınca karmaşadan başka bir şey görünmeyen;
ama yamuk bakınca biçimi ayrıştırılabilen perspektifler gibi.
O yüzden
haşmetmeap lordunuzun kaybına yamuk bakmak ağlanacak öyle elem
şekilleri bulur ki kendisinden fazladır ama olduğu gibi bakarsanız,
olmayan bir şeyin gölgelerinden ibarettir. Öyleyse üç kez kutsanmış
kraliçem lordunuzun kaybından fazlasına ağlamayın; görülmez daha
fazlası görülse bile hüznün sahte gözüyledir, ki hakiki olan
yerine, hayallerin ardından ağıt yakar.
Kraliçe: Öyledir belki, ama ruhumun derinleri aksine inandırıyor beni; nasıl olursa olsun üzülmemek elimde değil, üzüntü çöker üstüme tıpkı düşündüğüm hiçbir şeyi düşünmesem bile hiçbir şeyin üstüme çöküp küçük, zayıf düşürdüğü gibi.
Bushy: Kendinizi aldatmak bu leydim, başka bir şey değil.
Kraliçe: Tabii öyle, aldanış da elemin atalarından gelir; benimki öyle değil, çünkü benim elemim hiçbir şeyden çıkmadı ne de yasını tuttuğum hiçbir şeyden, bir şey elimde olan tek şey geride kalandır, ama nedir, daha bilinmez; adlandıramadığım bu isimsiz yeistir bildiğim şey.
* S. Zizek
** W. Shakespeare