insan babasını sevmekten kolay kolay vazgeçemiyor, çocukken attığım tripler vardı bu şekilde ama yetişkinlikte sökmüyor. biliyorsun ki, bu adamla kurmuş olduğun ve sana sorulmayan o bağ seni hep biraz zaaflı yapacak, sen hep çok sevip çok hayal kırıklığı yaşayacaksın. tamam. burada üstesinden gelemeyeceğimiz evrimsel, bio-kimyasal ne bileyim kültürel zilyon tane zıkkım var. ben babamla öykülerime baktığımda yapmadıklarından çok, beni bir köpeğin ısırmasından kurtarışını, gece yarısı eve gelirken dondurma alıp beni uyandırışını, milliyet çocuk, hürriyet çocuk gibi zibil tane dergiyi tek seferde kaç para bunlar demeden alışını, spor yapacağız diye eşofmanlarımızı giyip yürüyüş yapışımızı, sahilde koşmaya çalışışımızı, bana çarpacak diye genç bi çocukla kavga edip dayak yiyişini hatırlıyorum ama bi o kadar da yapmayışları var onlarla ne yapacağım. onlar bana ne yaptılar, bi de o var.
aslında seven ama göstermeyen babalar kuşağının beceriksiz babası babam, hayatın şanslı tarafında doğmamış doğmadığından olsa gerek gerçekte şansı olan şeyleri o kişiler için şansızlığa çevirirken tüm şans oyunlarında da şansını yine şanssızlık olarak denemiş. bunca yıldır oynanıp kazanılamayan şans oyunlarının ağırlığı var üzerinde babamın.
ben de seni seviyorum baba...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder